• Gin no Saji - Sezon 1



    Ailesinden uzakta bir yaşam sürmek isteyen Hachiken öğretmeninin tavsiyesine uyarak yatılı bir ziraat okuluna geçiş yapar. Hayatta neyi istediğine henüz karar verememiş, geleceğine dair bir planı bulunmayan Hachiken parlak bir öğrenci olmasına rağmen bu okuldaki yaşantıya uyum sağlamakta oldukça zorlanacaktır.



    2012 yaz sezonundaki noitaminA kuşağında ekranlara gelmiş Moyashimon ile benzerlikler taşıyan Gin no Saji, kendi farkını ise Hachiken'in monologları üzerinden gözlemlediği kırsal yaşam gereksinimleri aracılığıyla ortaya koyuyor. Okula gelmeden önce kentte büyümüş ve tarım ile hayvancılığı hiç irdelememiş Hachiken'in okulda başına gelen ve diğer öğrencilere sıradan gelen her olay onun için aslında şaşkınlık verici birer tecrübe oluyor.

    Derslerin başlamasıyla birlikte başta hayvancılık olmak üzere pek çok zirai alanda eğitim gören ve öğrendiklerini fiiliyata döken Hachiken, etrafındaki arkadaşlarının her biri çiftlik sahibi ailelerin çocukları olduğu için uzunca bir süre yalnızlık çeken bir kentliyi oynuyor. Dolayısıyla Gin no Saji'nin tüm bu tarımsal etkinliklere hangi açıdan baktığını çözmek çok da zor değil.



    Tüm basmakalıp yabancılık klişelerine (dışlama, adaptasyon, kabullenme vb.) inatla karşı gelen seri, Hachiken'i yabancılaştırıp izole etmek yerine ilk saniyesinden başlayarak ona kucak açıyor. Hachiken'in de bu köy yaşantısını sevmesi, yediği yemeklerin tam anlamıyla tadına varması, hayvanlarla bağ kurması serinin benimsediği "kırsalda bir kentli" anlatımını kolaylaştıran unsurlar oluyor.

    Naif bir tonda seyreden ve genelinde mizahi unsurlara yer verip dramayı da eksik etmeyen Gin no Saji, Ocak 2014'te başlayacak ikinci sezonu öncesinde hem başrolü Hachiken'i hem de onun etrafını saran atmosferi tanıtıp akıcı bir anlatım sunarak projeye dayanıklı bir temel atıyor.

    1 Görüş:

    1. Bu sezon başında başlayıp da yarı yolda bıraktığım serilerin dışında kalan tek seridir. Full Metal Alchemist'in yazarlığını yaptığı serinin mangası ilk çıktığında bir göz atmıştım ve gayet de hoşuma gitmişti. Ve taa o zamandan bunun bir animesi olmalı demiştim içimden, mangayı da bu imkansız beklentiyle birlikte bir süreliğine bırakmıştım. Daha sonra yeni sezon animelerine bakarken Gin no saji'yi görünce resmen ağzım kulaklarıma vardı, inanılmaz sevindim.

      Neden bilmiyorum ama bu tür serileri çok seviyorum. Özellikle Usagi Drop'un arından gelen benzer manada en iyi seri bence. Böyle rahatlatıcı serilerin daha çok çıkması lazım bana kalırsa~~

      YanıtlaSil

    Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

     

    Neden?

    Küçükken gazetelerin verdiği "noktaları birleştir" oyununu çözerdik, hatırlar mısınız? Noktaları birleştirdiğimizde bir hayvanın veya nesnenin şekli ortaya çıkardı. Edebiyatta bu noktalar darmadağındır. Okur bu noktaları istediği gibi birleştirir, yeni şekiller meydana getirip istediğini elde edebilir. Buna "özgür algı" diyorum. Sinemada ise bu noktalar zaten yönetmen tarafından birleştirilip içi de boyanmış bir şekilde önünüze sunulur. Siz perdede bir insan gördüğünüzde bu insanın gerçekten var olduğunu ve oyunculuk yaptığını bilirsiniz. Dolayısıyla beyniniz anlatılan konuyu bu insanın üzerinden yorumlamaya güdülenir ve anlatılanlar hangi türde (korku/fantastik/drama/komedi vb.) olursa olsun sizin aklınız senaryo aşamasında yazılan metni (edebiyat) yönetmenin anlatımında idrak etmeye yönelir. Buna da "tarifeli algı" diyorum.

    Animasyonda ise bu noktalar birleştirilmiş olmalarına rağmen içleri bomboştur. Meydana getirilmiş şeklin neyi sembolize edeceğine karar vermek sizin seçiminizdedir. Bir insanı izlerken onun yaşayan bir varlık, oyunculuk yapan bir aktör olmadığının bilincindesinizdir. Gördüklerinizin hiçbirinin gerçek olmadığını bilir, hepsinin bir çizerin elinden ekrana yansıdığının farkında olarak izlemeye devam edersiniz. Bu anlatım tekniği de anlatılan konuyla yakınlaşmanızı kolaylaştırır. Edebiyat kadar özgür olmasa da izleyiciyi sinemadan çok daha serbest bırakmakta ve hikayeyi ön plana çıkarmayı başarmaktadır. Buna henüz bir isim bulamadım, zaten bu yüzden izliyorum.

    Followers

    Sugoi